Hazan


Hazan kadar hüzünlü bu şehir,

Her paresi can havliyle ararken

giden sevgilinin mesut suretini,

Bulur, ahşaptan dolabın en yalnız köşesinde,

Anlayacak gözlerden kaçan,

Anlaşılmaktan korkan,

Bakan gözlere hasım.

Oysa bakan gözler buğulu, duman tüten denizinde

Karalar bağlamış onsuz düşen her damla,

Ve zerresinde toprak, düşen damlaya hasret,

Öyle ki sanki aşka hasret.

İşte giden sevgili kendinden emin, vakur,

Ardında bıraktığı bu şehir, onu elbet unutur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

OSMANLI DEVLETİ KLASİK DÖNEMİNDE ELÇİ KABULÜ VE ELÇİ KABUL TÖRENLERİ

CÂBİR BİN HAYYÂN

KORUMA SİSTEMİNİN SUİSTİMALİ (GENİŞLEMESİ) VE SONUÇLARI